Çukurlar, ıslak çürümüş yapraklar, kırılmış dallar ve dar patika,
yolunu zorlaştırıyordu. Birilerinin zorla açtığı bu yol aslında devasa
ağaçların izin verdiği kadar geçilebilirdi. Issızlığın yükü ile kalın
kahverengi kabuğunun üzerinde yosunlar bağlamış yaşlı bir ağacın gövdesine
tutundu. Yumuşacıktı. Yeşilin parlaklığı hala hayat dolu bu ağacın uzun yıllar
orada olacağının işareti gibiydi. Kolları ile saramayacağı kadar büyüktü.
Toprağın içine dantel gibi kıvrılmış kökleri zar zor belli oluyordu. Toprak,
yosun, çürümüş otlarla heybetinin altında öylesine uzanıyordu. Daha yolu vardı.
Duramazdı. Ne güzel olurdu birkaç dakika oturup başını yaslayıp dinlenseydi.